HACAMAT – Hijama – Yaş Kupa

hacamat takvimi, hacamat nasl yapılır, hacamat tarihleri, hacamatcı, hijama

Randevu Alarak Hacamat Olabilir

veya Hacamat Eğitimi alarak Kendiniz De Hacamat Yapabilirsiniz

Hacamat Bilinmeyen Ev Kalmasın!

Tıbbi, İslami, ve Kadim Bilgilerin Bir Arada Olduğu
Online Holistik Hacamat Eğitimi,
Adım adım öğrenip
Kolayca uygulayabileceksiniz!
Hacamat Eğitimi Alarak siz de hem kendinize hem sevdiklerinize ve çevrenize şifa vesilesi olun.

Holistik Hacamat Eğitimine Kayıt Olmak İçin

👉 Tıklayın (Online 1+3 gün)

Hacamat eğitim seminerine katılanlara,
Hacamat Eğitim Semineri katılım sertifikası verilecektir!
✅Dünya’nın neresinde olursanız olun, görüntülü arama ile,
🌐 ONLINE Hacamat eğitimi alabilirsiniz.
✅Merkezlerimize gelerek,
📌 YÜZYÜZE Hacamat eğitimi alabilirsiniz.
Online ve Yüzyüze Hacamat eğitimleri için şimdi müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçin;
Sorularınızı sormak, bilgi almak veya hacamat eğitimine kaydolmak için,
müşteri hizmetlerimiz ile 7/24 iletişime geçebilirsiniz
🤝;
📱 Belçika’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi  Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 Almanya’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayn +4915754262032n
📱 Hollanda’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 Fransa’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 Avusturya’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 İngiltere’deki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 Amerika’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +15512266156
📱 Türkiye’deki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +905318108018

 

Hacamat, Hijama, Yaş Kupa Nedir?

M.Ö. 2000 li yıllardaki belgelerde hakkında söz edilen Hacamat muhtemelen insanlık tarihi boyunca uygulanan, alternatifi olmayan eşsiz bir uygulamadır.
Hem tedavi edici hem de hastalıkları önleyici yönüyle hastalıkta ve sağlıkta uygulanabilen çok kapsamlı kadim bir yöntemdir.
Hacamat farklı isimlerle de anılmaktadır. Bunlardan bazıları; hijama, cupping therapy, kaping terapi, kupa, kupa terapisi, kuru kupa, kuru kupa terapisi, yaş kupa, yaş kupa terapisi, kupa uygulaması, deri altı kan aldırma, ağır metal detoksu, deri altı toksin temizliği vb gibi.
Arapça kökenli olan Hacamat kelimesi köken olarak “hücum” dan gelir ve kanın bir yere hücum etmesi yani toplanması manasında kullanılır.
Günümüzde batı tıbbı / ilaç tıbbı / modern tıp / kimyasal tıp ilaçlar ve ameliyatlar dışındaki hemen hemen her uygulamayı alternatif ve destekleyici olarak adlandırmakta olma da tarih boyunca hacamat uygulaması ciddi faydaları görülen ana tedavi yöntemlerinden biri olarak kullanılmıştır.

 

💗Kadın danışanlar için kadın haccame,
💙Erkek danışanlar için erkek haccam ile randevu yazılmaktadır.

En kadim şifa yöntemi olan Hacamat ile hem psikolojiniz hem bedeniniz düzelsin!

Sorularınızı sormak, bilgi almak veya randevu alarak
sorunlardan kurtulmaya başlamak için,
müşteri hizmetlerimiz ile 7/24 iletişime geçebilirsiniz
🤝;

📱 Belçika’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi  Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 Almanya’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayn +4915754262032n
📱 Hollanda’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 Fransa’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 Avusturya’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 İngiltere’deki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +32488088905
📱 Amerika’daki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +15512266156
📱 Türkiye’deki whatsapp müşteri hizmetlerimiz ile iletişime geçmek için şimdi Burayı 👉Tıklayın +905318108018

 

Hacamat Eğitimlerimize Katılarak
Siz De Doğru ve Profesyonel şekilde Hacamat yapmayı öğrenebilirsiniz.
HACAMAT EĞİTİMİ SAYFASI İÇİN BURAYI TIKLAYINIZ!

Hacamat’ın mantığı nedir?

Günlük hayatımızda yediklerimizle, içtiklerimizle ve soluduğumuz hava ile bize zararlı ve bedenimizden atılması gereken bir çok madde alırız.
Aynı zamanda sağlıklı olarak bedenimize aldığımız gıdalar da sindirim işlemleri esnasında birbirleriyle reaksiyona girerek farklı kimyasal bileşikler oluştururlar.
Bu bileşikler ve ağır metallerin bir kısmı boşaltım sistemimiz ile atılırken, bir kısmı da kılcal damarlardan hücrelere ulaştığı bölgelerde kalır.
Bu şekilde artık bedenimizin de dolaşım sisteminden çıkmış, deri altında, etlerimizde zararlı ağır metaller ve toksikler birikir.

 

Hacamat uygulaması ile;

-Aktif kan dolaşımında olmadığı için bedenden atılamayan, deri altında ve kılcal damarların uçlarında birikerek bedenin işleyişine zarar veren, oluşturdukları manyetik alan ile enerji bedenini/aurayı zayıflatarak birçok fiziksel ve psikolojik hastalığa kapı açan bu ağır metaller ve toksikler hacamat ile vucuttan atılarak temizlenir.
-Tıkanıklıklar nedeniyle aktivasyonun azaldığı bölgelerde aktif kan dolaşımı hacamat ile tekrar harekete geçirilir, hücrelere oksijen ve enerji gelmesi ile o bölgenin ve o bölge civarındaki organların sağlıklı bir şekilde çalışması sağlanır.

 

Hacamat İçin İdeal Günler – 2025 Hacamat Günleri Takvimi

Ay takvimine göre (hicri takvim) ayın 17-19-21 i hacamat için en ideal günler,
ikinci dereceden hicri ayın 23-25-27-29 si hacamat için uygun günlerdir,
üçüncü sırada hicri ayın 16-18-20-22-24-26-28-30 i hacamat yapılabilir günlerdir.
Hicri ayın ilk 15 günü hacamat yapılması, ayın konumu ve bedendeki sıvıların çekilmesi nedeniyle tavsiye edilmez!
Günlerden en iyisi perşembe günüdür
ardından pazartesi günü
Ayın 17, 19 ve 21 ine denk geliyorsa salı da yapılabilir
Bazı rivayetlere göre pazar günleri de hacamat yapılabilir ama bir çok kaynağa göre uygun görülmemiştir.
Çoğu kaynağa göre cumartesi, çarşamba ve cuma günleri Hacamat yaptırmak ters etki yapabilmektedir, bu günlerde hacamat yapılması tavsiye edilmez.

 

Hacamat Ne Zamanlar Yapılır? Ne Zamanlar Yapılmaz?

Sabah Güneş’in doğması gerçekleştikten sonra güneşin tepeye geldiği ana kadar olan saatler en ideal saatlerdir.
Güneşin batmaya başlamasına 40 dk kalana kadar (ikindinin kerahati) yapılabilir.
İkindi kerahat vakti girdikten sonra tavsiye edilmez.
İlla yapılması gerekiyor ise yatsı vaktinin girmesi beklenir.
İkindi kerahati ile akşam vaktinin çıkışına kadar yapılması tavsiye edilmez.

 

Deri altında birikmiş ağır metallerin ve durgun kanın zararları;

– Akışın olmadığı yerde sağlık olmaz (akışkan denizler ve nehirler temizken durgun bir gölün kir tutması ve kokması gibi)
Bu ağır metaller ve akışta olmayan kanlar deri altı etlerde ve kılcal damar uçlarında birikerek fiziksel ve psikolojik hastalıklara ve hızlı yaşlanmaya neden olur
– Birikmiş olan bu ağır metaller manyetik alan oluşturarak enerji bedenimizin / auramızın enerjisini zayıflatarak dıştan gelen negatif enerjilerin giriş kapıları olabilir
– Birikmiş pasif kan yığını nedeniyle hareketin olmadığı yere yeterli kan akışı ile beraber oksijen gelmeyeceği için düşük enerji ve verimsizlik olur.

 

Hacamatın Veriminin Artması İçin Öncesinde Yapılacaklar

-Hacamat olmaya karar verince sesli bir şekilde niyet edilerek bilinçaltına bilgi verilir ve bilinçaltı bedeni hacamata hazırlamaya başlar
şu gün şurada hacamat olarak şifa bulmaya niyet ediyorum veya benzeri şekilde niyet edilebilir.
-Hacamattan önceki 3 gün boyunca hayvansal hiçbir şey yenmez Vegan beslenilir (et, süt, yumurta, bal, peynir, yoğurt, balık ve benzeri)
Son 3 gün buna uyamayacaklar en azından Vejeteryan beslenmelidir (et yememek).
Ama özellikle hacamat öncesi son 24 saat Vegan beslenilmesi gerekilir.
-Hacamat öncesinde en az 8 saat aç kalınmalı
(en kötü ihtimalle son 4 saat bişey yenmemeli, Su içilebilir)
-Son 2 saat su içilmemeli
Kan akışını arttırmak için
-Hacamat öncesi mümkünse
*beden sıcak tutulmalı
*gevşemiş olunmalı (öncesinde nefes egzersizi yapılabilir)
*sıcak duş alınmalı
-Temiz olunmalı
-Bol kıyafetler giyilmeli
-Yorgun olunmamalı
-Hacamattan önceki son 3 gün, en kötü ihtimalle son 24 saat alkol kullanılmaması gerekir.
-Hacamattan önceki son 24 saat, en kötü ihtimalle son 4 saat sigara kullanılmaması gerekir.
-Bedene kimyasal bir şey sürülmemeli
-Abdestli olunmalı
-Hacamattan önceki son 3 gün, en kötü ihtimalle son 24 saat kan sulandırıcı hiçbir şey kullanılmamalıdır.
Aspirin, kan sulandırıcı ilaçlar (ciddi sağlık sorunu var ve kan sulandırıcı kullanmanız gerekiyor ise doktorunuza danışınız),
Kanı sulandıran gıdalar; C vitamini yoğun gıdalar, limon, sarımsak, zencefil, zerdeçal, karanfil, papatya çayı, acı biber, kızılcık, üzüm, vişne, kiraz gibi gıdalar dahil.
-Hacamattan önceki son 24 saatte cinsel ilişkiye girilmez veya mastürbasyon yapılmaz.
-Hacamat öncesi erken yatılıp erken kalkılır
-Hacamat öncesinde o günün sabahı kişinin ılık duş almış, bedeninin temiz, kalın giyinerek vücudunu ısıtmış, rahatlayarak kaslarını gevşetmiş olması tavsiye edilir.
-Son 24 saat şekerli gıdalardan kaçınılmalı
sebze tercih edilmeli

hacamat noktaları

Hacamatın Veriminin Artması İçin Sonrasında Yapılacaklar

-Bedenin kendine gelmesi için 20-30 dk düşük-orta tempolu yürüyüş yapmak olumlu etki sağlar
-Hacamat sonrası 4 saat uyunmaması gerekir.
-En az 2 saat sonra marketten alınmamış, pakete girmemiş, evde hazırlanmış 1 bardak bal şerbeti veya keçiboynuzu özü şerbeti veya hoşaf içilebilir.
-Hacamattan sonraki son 24 saatte cinsel ilişkiye girilmez veya mastürbasyon yapılmaz.
-Hacamattan sonra 3 gün vegan beslenmek en güzelidir, yapılamazsa en azından 1 gün vegan beslenmek gerekir.
vegan yapamayanlar en azından vejeteryan beslenmelidir.
-Hacamat sonrası 12 saat hacamat yapılan yere su değdirmemek gerekir, kan var ise tüysüz hafif nemli bez ile temizlenebilir.
-12 saat geçtikten sonra ılık suyla duş alınması iyi olur.
-Ağır işler yapılmaz, beden fiziksel olarak zorlanmaz.
-Duş sonrası çiziklerin hızlı kapanması için sarı kantaron yağı sürmeye devam edilebilir. Kimyasal kremler vs sürülmez.

 

Profesyonel Bir Hacamat Nasıl Uygulanır

-Hacamata geldiğinde öncelikle kişinin ihtiyacına göre hacamat uygulanacak yerler belirlenir.
-Kişinin tercihine göre: rahatlatıcı müzik, komik bir şeyler veya huzur veren başka bir şeyler dinletilir.
-Kasları gevşeten rahatlatıcı nefes alıp vermeler gösterilerek nefes egzersizlerine başlatılır.
-Ortamdaki negatif iyonların ve enerjilerin temizlenmesi için defne yaprağı veya benzeri tütsü yakılır.
-Hacamat uygulanacak yerler ve çevresi “alkol içermeyen” dezenfektanlarla temizlenir.
Deriye sürülen Alkol deriyi ve altındaki kılcalları tahriş edecektir ve hacamat öncesi zararlıdır.
Deri iyi bir Alkol emicidir. Deriden alkol emilimi ile kana da bir miktar alkol geçecektir, bu da kanın alkolle sulanmasına neden olacaktır ve hacamat sonrası gereksiz kan akışına neden olacaktır.
-Temizleme işlemi sonrası Hacamat’tan daha yüksek verim elde etmek için ısıtıcı esansiyel yağlar cilde yedirilerek masaj yapılır.
-Yağlama işlemi sonrası kupalarla masaj yapılarak kaslar daha da gevşetilir ve bedenden çıkacak olan sıvının ve gazların, akışa daha da hazır hale gelmesi sağlanır.
-Hacamat yapılacak yerlere kupalar takılarak vakumlanır. Ortalama 3 dk olan vakum süresi kişinin cilt durumuna göre değişebilir.
-Çizik atmak için dezenfekte edilmiş jilet hazırlanır.
Ameliyat bıçağı olarak kullanılan Bistüriler jiletlerden 3 kat daha kalın olduğu için;
  • Çiziklerde daha fazla acı verir,
  • Asıl kullanım amacı deriyi açmak olduğu için daha derin ve geniş keser,
  • Kesikleri daha geç kapanır,
  • İz bırakma ihtimali daha yüksektir.
-Vakumlama sonrası kağıdın kenarının cilde sürtmesi ile oluşan çizik gibi, derin olmayacak biçimde, yaklaşık 1cm lik, 1cm aralar ile hafif çizikler atılır.
-Çizik atma işlemi sonrasında tekrar üstüne kupa koyularak vakumlanır ve o bölgeden kan, gaz ve beyaz sıvının çıkması beklenir.
-Ortalama 5 dk beklendikten sonra kupalar içine dolmuş olan sıvılarla alınır.
-Bedenden çıkmış olan sıvılar başka atıklarla karıştırılmadan kişiye özel çöp poşetine koyulur.
Çıkmış olan kan ve sıvı kişinin bir parçasıdır ve negatif enerjileri çekebileceği için bahçesindeki toprağa gömmesi veya yakması tavsiye edilir.
-Kupalar alındıktan sonra kesik olan bölgelere yünlü ve tüylü olmayan bezlerle temizlenir.
Yünlü ve tüylü maddeler mikro ölçüde çiziklerin arasına girerek iz bırakabilir.
-Çıkmış olan sıvılar temizlendikten sonra çiziklerin hızla ve sağlıklı şekilde kapanması için çiziklerin üzerine soğuk sıkım doğal zeytinyağı karışımlı sarı kantaron yağı sürülür.
-Ardından üstü bantlanmadan ve örtülmeden 5 dk beklenilir ve ardından hava alarak hızla iyileşmesi için bol elbiseler giyilir.

 

Kimler Hacamat Yaptıramaz?

İleri derecede kansızlığı olan kişiler hacamat yaptıramaz
Kanı çok zor pıhtılaşan kişiler (hemofili hastaları) hacamat yaptıramaz
Adet dönemindeki kadınlar hacamat yaptıramaz
Hamileliğin ilk 3 ayında hamileler hacamat yaptıramaz
65 yaş üstü olup dinç olmayan ve daha önce hiç hacamat yaptırmamış kişilere hacamat yapılmaz

 

Hangi Bölgelere Hacamat Yapılmaz

Kafanın tepesindeki çukura hacamat yapılmaz
Ense çukuruna hacamat yapılmaz
Egzama, yanık, yara, vitiligo ve ben üzerine hacamat yapılmaz

 

Hangi Bölgelere Hacamat Yapılır

Yukarıda yapılmaz olarak belirtilen ve kan olan her etli deri üzerine hacamat yapılabilir.

 

Hacamat Yaptıran Ünlüler

Conor Anthony McGregor, Habib Abdulmanapoviç Nurmagomedov, Justin Drew Bieber, Benzema, David Robert Joseph Beckham, Victoria Beckham, Gwyneth Paltrow, Neymar da Silva Santos Júnior, Dwayne Douglas Johnson, Michael Fred Phelps II, R. T. Erdoğan, Jennifer Aniston, Madonna, Prens William- Kate Middleton, Jessica Simpson, Britney Spears, Lindsay Lohan, Deniz Akkaya, Orkun Işıtman, Yeliz Yeşilmen, Tuba Büyüküstün, Ziynet Sali, Abdurrahman Dilipak, Alex Naddour, Lea Michele, Sofia Hayat

 

İslam Dini Açısından Hacamat

3983 – Ebu Kesbe el-Enmari radiyallahu anh anlatiyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam basindan ve iki omuzu arasindan hacamat olur ve: “Kim bu kandan akitirsa, herhangi bir hastalik icin, bir baska ilacla tedavi olmasa da zarar gormez!” buyururdu.” Ebu Davud, Tibb 4, (3859); Ibnu Mace, Tibb 21, (3484).
3984 – Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam, boynunun iki tarafindaki damarlari ile iki omuzun arasindaki damardan hacamat olurdu.” Ebu Davud, Tibb 4, (3860); Tirmizi, Tibb 12, (2052); Ibnu Mace, Tibb 21, (3483).
3985 – Tirmizi su ziyadede bulunur: “(Resulullah aleyhissalatu vesselam) ayin onyedisinde, ondokuzunda ve yirmi birinde hacamat olurdu.” Tirmizi, Tibb 12, (2052).
3986 – Sahiheyn’de gelen bir rivayette soyle denir: “Resulullah aleyhissalatu vesselam hacamat olur, kimseye ucretinde zulmetmezdi.” Buhari, Icare 18; Muslim, Selam 77, (1577).
3987 – Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Haccm ne iyi kuldur; (fazla) kani giderir, beli hafifletir, gozu parlatir.”
Ibnu Abbas der ki: “Resulullah aleyhissalatu vesselam Mirac gecesinde, meleklerden murekkeb bir cemaate her ugrayisinda: “Hacamat olmaya devam et! Ummetine de hacamat olmalarini emret!” derlerdi.” Tirmizi, Tibb 12, (2054).

 

Hacamatla ilgili tarihi bilgiler ve iddialar

Belçika Hacamat, Brüksel hacamat, Zaventem hacamat, schaerbeek hacamat, Sainte-Marie hijama, SintJoost Hacamat, Saint-Josse hijama, Kortenberg Hacamat, EvereHacamat, Diegem Hacamat, Laeken Hacamat, Machelen Hacamat, Vilvorde Hacamat, Steenokkerzeel Hacamat, Kraainem Hacamat, Helmet hijama, Sterrebeek Hacamat, Nossegem Hacamat, Leuven Hacamat, Kampenhout Hacamat, Bertem Hacamat, Tervuren Hacamat, Everberg Hacamat, Herent Hacamat, Melsbroek hijama, Grimbergen Hacamat, Anderlecht Hacamat, Ixelles Hacamat, Saint-Gilles Hacamat, Uccle Hacamat, Etterbeek Hacamat, Molenbeek Hacamat, Haren cupping, Bruxelles, Brussel

 

hacamatta kupa altında kalan derinin rengi ne anlatır?

hacamatta kupa altında kalan derinin rengi neler anlatır?

 

hacamat noktaları

Hacamat ve Sülük Uygulamaları İçin

Uygun Zamanlarla İlgili Ayrıntılı Bilgiler;

Kur’an ve Sünnette Hacamatın Yeri

Kur’ân-ı Kerîm’de hacamat (kan aldırma) veya sülük tedavisi hakkında gün veya saat belirten özel bir ayet bulunmamaktadır. Ancak genel olarak şifa arayışını teşvik eden ifadeler vardır. Örneğin, Allah “Kur’an’da müminler için şifa ve rahmet olan ayetler indirdik” buyurur (İsrâ 17/82) ve Hz. Peygamber de “Allah, indirdiği her derdin şifasını da indirmiştir” diyerek tedavi aramanın önemine vurgu yapmıştır (Müsned, IV, 278). Dolayısıyla Kur’an, doğrudan zaman belirtmese de Müslümanların sağlığını korumak için tıbbi tedavilere başvurmasını teşvik eder.
Hz. Peygamber’in sünnetinde ise hacamat önemli bir tedavi yöntemi olarak geçer. Peygamberimizin bizzat hacamat yaptırdığı ve ümmetine de tavsiye ettiği sahih hadislerle sabittir​
islamansiklopedisi.org.tr
islamansiklopedisi.org.tr
. Örneğin İbn Abbas (r.a.) kanalıyla gelen bir rivayette Rasulullah (sas), “Hacamat yaptırmak akla ve hafızaya kuvvet verir” buyurmuştur​
islamansiklopedisi.org.tr
. Yine birçok sahabî, baş ağrısı gibi rahatsızlıklarda baş veya boyun damarlarından hacamat yaptırarak şifa bulmuştur​
islamansiklopedisi.org.tr
. Sülük de o dönemde bilinen bir kan alma yöntemi olmakla birlikte, hadislere doğrudan konu olmaz; ancak aynı kategoriye girdiği için hacamatla ilgili tavsiyeler sülük uygulaması için de yol gösterici kabul edilir.

Hadislerde Tavsiye Edilen ve Sakınılan Günler

Hz. Peygamber devrinde hacamatın faydası tecrübe edilmiş olmakla beraber, hangi günlerde yapılacağına dair rivayetler genellikle zayıf hadis kategorisindedir​

. Bu rivayetlerin bir kısmında hacamat için belli günler tavsiye edilmiş, bazılarında ise kaçınılması gereken günler belirtilmiştir:

  • Tavsiye Edilen Günler: İsnad bakımından zayıf da olsa yaygın rivayetlere göre hafta içinde Pazartesi, Salı ve Perşembe günleri, hicrî ay içinde de 17., 19. ve 21. günler hacamat için uygundur​

    . Nitekim bir hadis-i şerifte “Hacamat olacağınız en hayırlı günler ayın on yedinci, on dokuzuncu ve yirmi birincisidir” buyrulmuştur​

    . Bir başka rivayette de “Kim 17, 19 veya 21. günde hacamat olursa her hastalığa şifa bulur” denilmiştir​

    . Sahabeden Enes b. Mâlik de ashab-ı kiramın genellikle hicrî ayın bu tek günlerinde (17, 19, 21) hacamat yaptırdıklarını bildirmiştir​

    . Haftanın günleri içinde özellikle Pazartesi, Salı ve (bazı rivayetlerde) Perşembe tavsiye edilmiştir​

    . Bu rivayetlere göre Hz. Eyyub’un (a.s.) belâdan kurtulduğu gün Pazartesi olduğundan o günün ve Salı gününün hacamat için uygun olduğu belirtilir​

    .

  • Sakınılması Gereken Günler: Zayıf rivayetlerde Çarşamba, Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinde hacamat yapılmasının hoş görülmediği geçmektedir​

    . Özellikle Çarşamba günü hakkında, Hz. Eyyub’a belânın (hastalığın) Çarşamba günü musallat olduğu, bu nedenle Çarşamba günü veya Çarşamba gecesi hacamat yaptıran kimsede “alık (vitiligo) veya cüzzam hastalığı zuhur edebileceği” şeklinde uyarılar nakledilmiştir​

    . Aynı rivayetlerde “Allah’ın bereketiyle Perşembe günü hacamat olun, Çarşamba, Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri hacamattan kaçının” şeklinde ifadeler yer alır​

    . Görüldüğü üzere haftanın 4 günü menfi olarak zikredilirken (Çarşamba, Cuma, Cumartesi, Pazar), geri kalan 3 gün olumlu olarak belirtilmektedir (Pazartesi, Salı, Perşembe). Bu tavsiyeler, tıbben zorunlu bir durum yoksa o günlerde kan aldırmaktan kaçınmanın daha hayırlı olacağı inancına dayanmaktadır.

Hadislerde Günün Saatleriyle İlgili Tavsiyeler: Rivayetlerin ekserisinde doğrudan günün hangi saatinde hacamat yapılacağı belirtilmez. Ancak “Hacamatın aç karna yapılması daha faydalıdır” denilmiş olması​

, uygulamanın sabah erken vakitte tok karnına kalmadan yapılmasını teşvik eder. Nitekim “Hacamatı aç iken olun; bu bereketlidir, şifa verir, hafızayı ve zekâyı artırır” hadisinde sabahleyin henüz yemek yemeden kan aldırmanın en iyi sonuç verdiği ifade edilmiştir​

. Bazı kaynaklar, gün ortasına yakın (öğle vaktinden 2-3 saat öncesi) hacamat yapılmasının uygun olmadığını, mecbur kalınmadıkça güneş tepe noktasına gelmeden hemen önceki saatlerin tercih edilmemesi gerektiğini belirtir​

. Bu da, öğle vaktine doğru vücutta oluşan ısının ve dolaşım hızının olumsuz etkilerinden kaçınma düşüncesine dayanır. Özetle Resûlullah’tan nakledilen uygulama örnekleri, hacamat için sabah saatlerinin (güneşin doğumundan sonraki ilk saatler) daha münasip olduğunu göstermektedir.

Hadislerin Değerlendirmesi: Yukarıdaki rivayetler İslam tıbbı literatüründe asırlardır aktarılagelse de, hadis bilginleri sened açısından bu rivayetlerin hiçbirinin tam olarak sahih olmadığını belirtmişlerdir​

. İmam Tirmizî ve bazı âlimler, hacamatın zamanı hakkında nakledilen bazı hadisleri “hasen” derecesinde kabul etse de (mesela ayın 17., 19., 21. günleri ile ilgili hadis için​

), Buhârî ve Müslim gibi otoriteler bu içerikteki hadisleri eserlerine almamış ve birçoğu zayıf veya uydurma kabul edilmiştir​

. Nitekim İmam Buhârî, hacamatın belli günlerde yapılmasına dair rivayetleri sahih bulmadığı için el-Câmiu’s-sahîh’ine koymamıştır​

. Hadis hafızı İbn Hacer el-Askalânî ve Badrüddin el-Aynî de “hacamat için belirli bir zaman tayin edildiğine dair sahih bir sabit delil yoktur” diyerek, bu konuda bağlayıcı bir sünnet bulunmadığını ifade etmişlerdir​

. Sonuç olarak Peygamberimizin uygulaması, hacamata ihtiyaç duyulduğunda zaman kısıtlaması olmaksızın yapılabileceği yönündedir; özel gün tavsiyeleri ihtiyaten veya tıbben faydasına binaen ortaya çıkmış, ancak bu rivayetler güçlü bir dînî hüküm teşkil etmemiştir.

Dört Mezhep ve Âlimlerin Görüşleri

Ehl-i sünnet âlimleri, hadis kritiğine dayanarak hacamat ve sülük için özel gün kısıtlamaları getirmemiş, ancak bazı rivayetlere dayanan tavsiyeleri de bütünüyle göz ardı etmemişlerdir. Dört Sünnî mezhebin yaklaşımı özetle şöyledir:

  • Hanefî Mezhebi: Hacamat konusunda Hanefî fakihleri, sahih bir yasaklayıcı nas bulunmadığı için belirli günlere bağlayıcı önem atfetmemişlerdir. Büyük Hanefî âlim Bedrüddin el-Aynî, hadislerde geçen gün tavsiyelerinin güvenilir olmadığını belirtir ve “hacamat için belli bir zaman tayini söz konusu değildir” diyerek bu konuda serbestlik olduğunu vurgular​

    . Dolayısıyla Hanefîler, tıbben ihtiyaç olduğunda haftanın herhangi bir gününde hacamat yaptırılabileceğini kabul ederler. Buna rağmen bazı Hanefî çevrelerde zayıf rivayetlere dayalı olarak Çarşamba gibi günlerde hacamat yaptırmama temayülü görülebilse de, bu dinî bir hüküm değil ihtiyati bir tutumdur.

  • Mâlikî Mezhebi: İmam Mâlik b. Enes, hacamatın zamanı konusunda en esnek görüşe sahip imamlardandır. Kendisine “Cumartesi veya Çarşamba günleri hacamat yaptırmak mekruh mudur?” diye sorulduğunda, “Bunda bir sakınca yoktur; haftanın her gününde hacamat yaptırmışımdır, bu hususta hiçbir günü kerih görmem” diye cevap vermiştir​

    . Mâlik, bu konuda uydurma bulduğu hadisleri dikkate almamış; bilakis rivayetlerde sakındırılan Cumartesi ve Çarşamba günlerinde özellikle hacamat yaptırdığı nakledilmiştir​

    . Nitekim Mâlikî âlimler, “hacamat yılın her gününde caizdir, özellikle Cumartesi ve Çarşamba günleri hakkında uyarı içeren hadisler Mâlik’e göre sahih değildir” diyerek herhangi bir gün kısıtlaması olmadığını belirtmişlerdir​

    . Sonuç olarak Mâlikî mezhebinde hacamat ve sülük uygulaması hafta içi herhangi bir gün yapılabilir, zaman tayini gerekmez.

  • Şâfiî Mezhebi: Şâfiî fakihler de hacamat günleriyle ilgili hadislerin bağlayıcı olmadığı görüşündedir. Büyük Şâfiî âlim İmam Nevevî, “özetle, hacamatın belirli bir günde yapılmasını yasaklayan sahih hiçbir şey sabit olmamıştır” diyerek bu konudaki hadislerin güvenilir olmadığını ifade eder​

    . Dolayısıyla Şâfiî mezhebinde de hacamatın hafta içinde belli günlere hasredilmesi gerekmez; ihtiyaç duyulan her zamanda yapılabilir. Bununla birlikte, Nevevî gibi bazı Şâfiîler senedinde zayıflık olsa da 17., 19., 21. gün hadislerini “hasen” kabul ederek bu günlerde hacamatın müstehap olabileceğini dile getirmişlerdir​

    . Yani Şâfiîler nezdinde hacamat için en uygun vakit konusunda net bir dinî yükümlülük yoktur, ancak rivayetlerde övgüyle bahsedilen ayın belirli günlerinde yaptırmak faziletli görülmüştür.

  • Hanbelî Mezhebi: İmam Ahmed bin Hanbel, hacamatın zamanıyla ilgili rivayetlerin çoğunu zayıf bulmakla birlikte temkinli davranmıştır. Ahmed b. Hanbel’in talebeleri, onun Çarşamba ve Cumartesi günleri hacamat yaptırmaktan kaçındığını, mümkünse Pazar ve Salı günlerini tercih ettiğini naklederler​

    . Hatta Ahmed’in, rivayet zayıf bile olsa “hadisi hafife almamak” için uyarıları dikkate aldığı ve bir kişinin Çarşamba hacamat yaptırıp uyarıyı önemsemediği için baras (ala) hastalığına yakalandığına dair menkıbeyi aktardığı belirtilir​

    . Hanbelî fıkıh kitaplarında bu nedenle Cumartesi ve Çarşamba günlerinde hacamatın mekruh olabileceği görüşü yer almıştır​

    . Bununla beraber Ahmed b. Hanbel, kan aldırmanın esasen ihtiyaç anına bağlı olduğunu vurgulayarak, “Kan galeyana geldiğinde, saati ve günü ne olursa olsun hacamat yaptırırım” demiştir​

    . Öğrencisi Hanbel’in aktarımına göre İmam Ahmed, kan toplandığında “hangi vakit olursa olsun” hacamat yaptırmaktan çekinmemiştir​

    . Yani Hanbelî mezhebinde hacamat için belirli günler tercih edilse bile, tıbbi bir zorunluluk varsa zaman kaybetmeden yapmak evlâdır

    . Hanbelî alimlerinden İbn Kayyim de, Hz. Peygamber’den nakledilen zaman tavsiyelerinin tıbbi gerekçelere dayalı olduğunu, esasen “hacamat, ihtiyaç duyulduğunda herhangi bir zamanda yapılabilir” diye belirtmiştir​

    .

Özetle tüm mezhepler, hacamat ve sülük uygulamasının belli günlere hasredilmesinin dinen zorunlu olmadığında birleşirler. Bazı müstehap görülen zamanlar olsa da (hicrî ay ortası gibi), sağlık açısından gerekli durumlarda gün veya saat beklemeden hacamat yapmak caiz ve uygundur

. Belirtilen gün tavsiyeleri ise bağlayıcı bir hüküm değil, tıbben muhtemel faydaya ve zayıf da olsa bazı rivayetlere dayanarak ortaya konmuş ihtiyatlardır.

Klasik Tıbbın ve Hikemî Literatürün Yaklaşımları

İslam tıp literatürü ve hikemî (geleneksel) tıp kaynakları, hacamat ve kan aldırma konusunda zamanlamaya dair detaylı tavsiyeler içerir. Bu tavsiyeler, büyük ölçüde Hipokrat–Galen humoral tıp teorisine ve astrolojik gözlemlere dayanır​

. Önemli tıp alimlerinin konuya yaklaşımları şöyledir:

  • İbn Sînâ (Avicenna)el-Kânûn fi’t-Tıb isimli eserinde kan aldırma (fasd ve hacamat) için en uygun zamanın hicrî ayın ortası olduğunu belirtir. Özellikle ayın dolunay döneminden sonraki günlerde (14.-15. günden sonra) vücuttaki kan miktarının arttığını, bu yüzden hicrî takvimin 16. gününden 21. gününe kadarki sürenin kan almak için en faydalı dönem olduğunu vurgular​

    . İbn Sînâ’ya göre bu dönemde kan basıncı yükseldiğinden hacamat daha etkili olur; ay başı veya ay sonuna nazaran orta dönem tercih edilmelidir. Ayrıca günün vakti olarak sabahın erken saatlerini önerir: “Kan almak için en uygun vakit, ayın ortasında günün ikinci ve üçüncü saatleridir” demiştir​

    . Bu ifadeyle, güneş doğduktan sonraki 2–3 saatin (yaklaşık kuşluk vaktinin) en iyi sonuç verdiğini belirtmiştir. İbn Sînâ, vücut çok soğuk veya çok sıcak olmadığı ılımlı bir hava durumunda kan aldırmanın uygun olduğunu, işlem öncesi bedenin hamamda ısıtılarak hazır hale getirilmesinin faydasını da anlatır. Hatta geleneksel astrolojik tıbbın bir parçası olarak, Ay’ın belli burçlarda (İkizler, Terazi, Kova gibi hava grubu burçlarında) ve Venüs/Jüpiter gibi “müsait” gezegenlerle açısının olduğu zamanlarda kan aldırmanın daha yararlı olabileceğine değinir​

    . Özetle Avicenna, ilkbahar mevsiminde, hicri ayın ortasına denk gelen ılıman bir günde ve sabah erken saatte yapılan kan aldırma işleminin en sağlıklı sonuçları vereceğini savunmuştur​

    .

  • Diğer İslam Tabipleri ve Geleneği: Orta Çağ’daki diğer hekimler de benzer tavsiyeler geliştirdiler. Meselâ, birçok klasik tıp kitabında hacamat için **acil değilse ilkbahar veya sonbahar mevsimleri önerilir; yazın bunaltıcı sıcağında veya kışın şiddetli soğuğunda kan aldırmaktan kaçınılması gerektiği belirtilir​

    . Vücuttan kan alınacak bölgeye ve hastalığın türüne göre günün saatleri bile detaylandırılmış, örneğin kalp rahatsızlığı için günün belirli vakitleri, karaciğer rahatsızlığı için farklı vakitleri tavsiye eden şemalar oluşturulmuştur. Ebu Bekir er-Râzî, Ali b. Abbas el-Mecusî, İbn Mâseveyh gibi hekimler “fasd (kan alma) risaleleri” kaleme alarak hangi damardan ne zaman kan alınacağını tarif etmişlerdir​

    . Bu literatürde genellikle “uygun mevsim: bahar, uygun ay dönemi: ay ortası, uygun gün vakti: sabah, uygun astrolojik şartlar: Ay’ın konumu müsaitken” şeklinde bir çerçeve ortaya çıkmaktadır. Örneğin, klasik kaynaklar “ilkbahar mevsiminde, Ay Aslan burcunda olmadığı ve beden çok tok veya yorgun olmadığı bir sabah vakti” kan almanın faydasının maksimize edileceğini söylerler. Bunun arka planında, dolunay zamanlarında vücut sıvılarının arttığı, Ay’ın çekim gücünün sadece denizlerde değil insan bedeninde de hissedildiği inancı vardır. Nitekim modern bazı araştırmalar da dolunay günlerinde insan vücudundaki hormon ve sıvı dengesinde değişiklikler olduğunu, doğum ve adet kanamalarının bu dönemde arttığını göstermiştir​

    . Bu bulgular, geleneksel tıbbın Ay evrelerine dair gözlemlerinin tamamen temelsiz olmadığını düşündürmektedir.

  • Alternatif Görüşler: Öte yandan bazı tabipler, hacamat için özel bir zaman kuralı olmadığını söylemiştir. Endülüs’ün ünlü cerrahı Ebu’l-Kasım ez-Zehrâvî, “kan almak için vakit tayinine gerek yoktur, hastalığın gerektirdiği her an yapılabilir” diyerek, ihtiyaç olduğunda mevsim veya gün beklenmemesi gerektiğini belirtmiştir​

    . Benzer şekilde, deneyimler arttıkça hekimler “her hastalığın ilacı kan almak değildir” sonucuna varmış, ancak ihtiyaç halinde zaman gözetmeden uygulanabileceğini dile getirmişlerdir​

    . Bu bakış açısı, tıbbî zorunluluğu zaman kuralının önüne koyar. Aslında İbn Sînâ da “Eğer vücudun güçlendirilmesi için gerekliyse kan aldırmayı bir saat bile ertelemek büyük risktir” diyerek ihtiyaç halinde vakit kaybetmeden kan alınmasını öğütler​

    .

  • Mezhep Âlimlerinin Tıbbi Yaklaşımları: İslam’ın fıkıh âlimleri de tıbbi tavsiyelere yabancı kalmamıştır. Mesela İbn Kayyim el-Cevziyye, Peygamberimizden gelen (gerçi zayıf) hacamat zamanlarına dair tavsiyelerin, dönemin tıp otoritelerinin bulgularıyla uyumlu olduğunu belirtir​

    . İbn Kayyim, “Doktorlar ittifakla ayın ikinci yarısında, özellikle üçüncü çeyreğinde (ayın ortasından sonraki hafta) hacamatın en faydalı olduğunu söylemişlerdir. Ayın başında veya sonunda yapmaktansa bu dönemde yapmak daha etkilidir” diyerek humoral teori ile hadis rivayetlerini bağdaştırmaya çalışır​

    . Hatta kendi dönemindeki hekimlerin, “ayın hareketine bağlı olarak insanın kan basıncının ay ortasında yükseldiği, bu sebeple ay ortası ile onu takip eden haftanın hacamat için en uygun zaman olduğu, acil durumlar haricinde bu zaman diliminde yapılmasının daha faydalı olduğu” kanaatinde olduğunu söyler​

    . Görüldüğü üzere, İbn Kayyim gibi alimler tıbbi verileri ve rivayetleri harmanlayarak “ayıp uygun döneminde hacamat sünnettir” sonucuna varmıştır.

  • Sülük (Hirudo Terapi) Zamanlaması: Sülük tatbiki, hacamatın bir alternatifi olarak yüzyıllarca kullanılmıştır. Özellikle küçük hacamat (kılcal kan aldırma) yöntemi zamanla yerini sülük koymaya bırakmıştır​

    . Geleneksel tıpta sülük uygulaması için ayrıca bir gün veya saat kısıtlaması getirilmemiş, hacamat ile aynı prensipler geçerli sayılmıştır. Yani, sülükle kan aldırma da mümkünse bahar mevsiminde, ayın uygun evresinde ve sabah saatlerinde yapılmaya çalışılmış; ancak acil durumlarda zamana bakılmaksızın uygulanmıştır. Sülük genellikle hacamata göre daha yavaş ve kontrollü kan çektiği için, yaşlılar veya çocuklar gibi bünyesi zayıf kimselerde tercih edilmiştir. Bu gibi durumlarda hekim, sülüğün uygulanacağı bölgeyi ve süreyi belirleyerek yine benzer zaman tavsiyelerini göz önünde bulundururdu. Dolayısıyla, sülük tedavisine dair özel bir gün yasağı yahut önerisi literatürde geçmemekle birlikte, hacamat için bahsedilen zamanlama önerileri sülük uygulaması için de aynen geçerli kabul edilebilir.

Sonuç ve Değerlendirme

Hacamat ve sülük uygulamalarında zamanlama, hem dinî-literer hem de tıbbi-hikemî açıdan asırlardır tartışılmıştır. Dinî açıdan, Hz. Peygamber döneminden gelen ve belirli günleri işaret eden rivayetler bulunmakla birlikte, bunlar kesin ve bağlayıcı değildir. Dört mezhebin genel görüşü, hacamatın belli günlere hasredilmeden ihtiyaç olduğunda yapılabileceği yönündedir​

. Pazartesi, Salı, Perşembe gibi günlerde ve ayın 17–19–21. günlerinde hacamat yaptırmak bir sünnet veya müstehap uygulama olarak görülmüş; buna karşın Çarşamba gibi günlerde yaptırmaktan kaçınmak ise ancak zayıf rivayetlere dayanan ihtiyati bir tedbir sayılmıştır. Büyük hadis ve fıkıh âlimleri, “hacamat için belli bir zaman tayini yoktur” diyerek asıl olanın tedavi gerekliliği olduğunu vurgulamışlardır​

.

Tıbbi ve geleneksel bakımdan ise, insan vücudunun ritimleri dikkate alınarak en uygun zamanın ayın ortası ve sabah saatleri olduğu tezi benimsenmiştir​

. Bu çerçevede, ilkbahar ve sonbahar mevsimleri tercih edilmiş, yazın öğle sıcağı ile kışın dondurucu soğuğunda kan aldırmaktan kaçınılması tavsiye edilmiştir​

. Modern bilim, Ay’ın çekim gücünün ve biyolojik ritimlerin insan üzerindeki etkilerini kısmen doğrular nitelikte bulgular ortaya koysa da​

, günümüzde hacamat/sülük için evrensel kabul görmüş “en iyi zaman takvimi” yoktur. Tıp otoriteleri, gerektiğinde (örneğin yüksek tansiyon krizinde veya bir hematoma müdahale olarak) herhangi bir vakitte kan alınabileceğini, ancak koruyucu amaçlı geleneksel uygulamalarda hastanın genel durumunun ve tercihen sabah saatlerinin seçilebileceğini belirtirler.

Sonuç olarak, hacamat ve sülük yaptırmak için:

  • Tıbben tavsiye edilen ideal zaman – Acil durum yoksa hicrî ayın ortasına denk gelen günler (yaklaşık 15–21. günler arası) ve sabahın erken saatleri uygun görülmektedir​

    . Hastanın bünyesine göre bahar mevsimi tercih edilebilir. İşlem aç karnına yapılmalı, çok tok veya çok yorgun olunan vakitlerden kaçınılmalıdır​

    .

  • Dinî açıdan tavsiye edilen zaman – Pazartesi, Salı ve Perşembe günlerinde hacamat yaptırmak teşvik edilmiş; özellikle ayın 17, 19, 21’inci günlerine denk gelen Pazartesi/Salı günleri faziletli sayılmıştır​

    . Bu günlerde “Allah’ın izniyle her derde şifa” olacağı rivayet edilmiştir​

    .

  • Kaçınılması önerilen zamanlar – Kesin bir yasak olmamakla birlikte, Çarşamba gününe dikkat çekilerek bu günde hacamatın riskli olabileceği ifade edilmiştir​

    . Ayrıca Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinde de hacamat olmamak bazı rivayetlerde öğütlenmiştir​

    . Güneş tam tepede olduğu öğle vakitlerinde ve çok tok karnına hacamat yapılmamasına dikkat edilmelidir​

    .

Her halükârda, hastanın ihtiyacı ve doktor tavsiyesi esas alınmalıdır. Ecdadın tecrübesiyle sabit bazı zaman tavsiyeleri bulunsa da, öncelik sağlığın korunması ve tedavinin geciktirilmemesidir

. Hacamat ve sülük, ehil ellerde ve uygun şartlarda uygulandığında faydalı olabilecek yöntemlerdir. Bu uygulamaların zamanı hakkındaki kadim öneriler ise, hem sünnetin ruhuna (kolaylık ve şifa amaçlı oluşuna) hem de tarihin süzgecinden geçen tıbbi gözlemlere dayanmaktadır. Günümüzde de bu bilgiler ışığında, kişinin durumu gözetilerek en uygun zaman seçilmeli ve uygulama steril koşullarda yapılmalıdır​

. Böylece hem sünnet-i seniyyenin tavsiyelerine uyulmuş, hem de hikmet-i tıbbiyyenin prensipleri uygulanmış olacaktır.

Kaynaklar:

  • Buhârî, el-Câmiu’s-sahîh, “Tıbb”, 13-15.

  • Müslim, es-Sahîh, “Müsâkât”, 62-63.

  • Ebû Dâvud, Sünen, “Tıbb”, 3-5.

  • Tirmizî, Sünen, “Tıbb”, 12.

  • İbn Mâce, Sünen, “Tıbb”, 21-22.

  • İmam Mâlik, naklen el-Utbiyye (bkz. el-Muntekâ Şerhu’l-Muvatta, c.7, s.225)​

    .

  • Nevevî, el-Mecmû‘, c.9, s.69​

    .

  • İbn Hacer el-Askalânî, Fethü’l-bârî, c.10, s.149; c.21, s.266-267​

    .

  • Bedrüddin el-Aynî, Umdetü’l-kârî, c.17, s.374-375​

    .

  • İbn Kayyim el-Cevziyye, Zâdü’l-me’âd, c.4, s.54; et-Tıbbü’n-Nebevi, s.42, 45​

    .

  • İbn Sînâ, el-Kânûn fi’t-Tıbb, c.1, s.212​

    .

  • Ebü’l-Kâsım ez-Zehrâvî, et-Tasrîf, c.2, s.541​

    .

  • TDV İslâm Ansiklopedisi, “Hacamat” maddesi​

    .

  • Altuntaş, Ayten. “İbn Sînâ’nın Hifzü’s-Sıhha Kuralları”, Anadolu Tıbbı Dergisi, 2022, Sayı 1 (makale)​

    .

  • Abbas Abu Yahya (trc.), “A Collection of Points Regarding Hijaama (Cupping)”​

Hacamat ve Sülük Uygulamaları İçin Uygun Zamanlar

Kur’an ve Sünnette Hacamatın Yeri

Kur’ân-ı Kerîm’de hacamat (kan aldırma) veya sülük tedavisi hakkında gün veya saat belirten özel bir ayet bulunmamaktadır. Ancak genel olarak şifa arayışını teşvik eden ifadeler vardır. Örneğin, Allah “Kur’an’da müminler için şifa ve rahmet olan ayetler indirdik” buyurur (İsrâ 17/82) ve Hz. Peygamber de “Allah, indirdiği her derdin şifasını da indirmiştir” diyerek tedavi aramanın önemine vurgu yapmıştır (Müsned, IV, 278). Dolayısıyla Kur’an, doğrudan zaman belirtmese de Müslümanların sağlığını korumak için tıbbi tedavilere başvurmasını teşvik eder.

Hz. Peygamber’in sünnetinde ise hacamat önemli bir tedavi yöntemi olarak geçer. Peygamberimizin bizzat hacamat yaptırdığı ve ümmetine de tavsiye ettiği sahih hadislerle sabittir​

. Örneğin İbn Abbas (r.a.) kanalıyla gelen bir rivayette Rasulullah (sas), “Hacamat yaptırmak akla ve hafızaya kuvvet verir” buyurmuştur​

. Yine birçok sahabî, baş ağrısı gibi rahatsızlıklarda baş veya boyun damarlarından hacamat yaptırarak şifa bulmuştur​

. Sülük de o dönemde bilinen bir kan alma yöntemi olmakla birlikte, hadislere doğrudan konu olmaz; ancak aynı kategoriye girdiği için hacamatla ilgili tavsiyeler sülük uygulaması için de yol gösterici kabul edilir.

Hadislerde Tavsiye Edilen ve Sakınılan Günler

Hz. Peygamber devrinde hacamatın faydası tecrübe edilmiş olmakla beraber, hangi günlerde yapılacağına dair rivayetler genellikle zayıf hadis kategorisindedir​

. Bu rivayetlerin bir kısmında hacamat için belli günler tavsiye edilmiş, bazılarında ise kaçınılması gereken günler belirtilmiştir:

  • Tavsiye Edilen Günler: İsnad bakımından zayıf da olsa yaygın rivayetlere göre hafta içinde Pazartesi, Salı ve Perşembe günleri, hicrî ay içinde de 17., 19. ve 21. günler hacamat için uygundur​

    . Nitekim bir hadis-i şerifte “Hacamat olacağınız en hayırlı günler ayın on yedinci, on dokuzuncu ve yirmi birincisidir” buyrulmuştur​

    . Bir başka rivayette de “Kim 17, 19 veya 21. günde hacamat olursa her hastalığa şifa bulur” denilmiştir​

    . Sahabeden Enes b. Mâlik de ashab-ı kiramın genellikle hicrî ayın bu tek günlerinde (17, 19, 21) hacamat yaptırdıklarını bildirmiştir​

    . Haftanın günleri içinde özellikle Pazartesi, Salı ve (bazı rivayetlerde) Perşembe tavsiye edilmiştir​

    . Bu rivayetlere göre Hz. Eyyub’un (a.s.) belâdan kurtulduğu gün Pazartesi olduğundan o günün ve Salı gününün hacamat için uygun olduğu belirtilir​

    .

  • Sakınılması Gereken Günler: Zayıf rivayetlerde Çarşamba, Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinde hacamat yapılmasının hoş görülmediği geçmektedir​

    . Özellikle Çarşamba günü hakkında, Hz. Eyyub’a belânın (hastalığın) Çarşamba günü musallat olduğu, bu nedenle Çarşamba günü veya Çarşamba gecesi hacamat yaptıran kimsede “alık (vitiligo) veya cüzzam hastalığı zuhur edebileceği” şeklinde uyarılar nakledilmiştir​

    . Aynı rivayetlerde “Allah’ın bereketiyle Perşembe günü hacamat olun, Çarşamba, Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri hacamattan kaçının” şeklinde ifadeler yer alır​

    . Görüldüğü üzere haftanın 4 günü menfi olarak zikredilirken (Çarşamba, Cuma, Cumartesi, Pazar), geri kalan 3 gün olumlu olarak belirtilmektedir (Pazartesi, Salı, Perşembe). Bu tavsiyeler, tıbben zorunlu bir durum yoksa o günlerde kan aldırmaktan kaçınmanın daha hayırlı olacağı inancına dayanmaktadır.

Hadislerde Günün Saatleriyle İlgili Tavsiyeler: Rivayetlerin ekserisinde doğrudan günün hangi saatinde hacamat yapılacağı belirtilmez. Ancak “Hacamatın aç karna yapılması daha faydalıdır” denilmiş olması​

, uygulamanın sabah erken vakitte tok karnına kalmadan yapılmasını teşvik eder. Nitekim “Hacamatı aç iken olun; bu bereketlidir, şifa verir, hafızayı ve zekâyı artırır” hadisinde sabahleyin henüz yemek yemeden kan aldırmanın en iyi sonuç verdiği ifade edilmiştir​

. Bazı kaynaklar, gün ortasına yakın (öğle vaktinden 2-3 saat öncesi) hacamat yapılmasının uygun olmadığını, mecbur kalınmadıkça güneş tepe noktasına gelmeden hemen önceki saatlerin tercih edilmemesi gerektiğini belirtir​

. Bu da, öğle vaktine doğru vücutta oluşan ısının ve dolaşım hızının olumsuz etkilerinden kaçınma düşüncesine dayanır. Özetle Resûlullah’tan nakledilen uygulama örnekleri, hacamat için sabah saatlerinin (güneşin doğumundan sonraki ilk saatler) daha münasip olduğunu göstermektedir.

Hadislerin Değerlendirmesi: Yukarıdaki rivayetler İslam tıbbı literatüründe asırlardır aktarılagelse de, hadis bilginleri sened açısından bu rivayetlerin hiçbirinin tam olarak sahih olmadığını belirtmişlerdir​

. İmam Tirmizî ve bazı âlimler, hacamatın zamanı hakkında nakledilen bazı hadisleri “hasen” derecesinde kabul etse de (mesela ayın 17., 19., 21. günleri ile ilgili hadis için​

), Buhârî ve Müslim gibi otoriteler bu içerikteki hadisleri eserlerine almamış ve birçoğu zayıf veya uydurma kabul edilmiştir​

. Nitekim İmam Buhârî, hacamatın belli günlerde yapılmasına dair rivayetleri sahih bulmadığı için el-Câmiu’s-sahîh’ine koymamıştır​

. Hadis hafızı İbn Hacer el-Askalânî ve Badrüddin el-Aynî de “hacamat için belirli bir zaman tayin edildiğine dair sahih bir sabit delil yoktur” diyerek, bu konuda bağlayıcı bir sünnet bulunmadığını ifade etmişlerdir​

. Sonuç olarak Peygamberimizin uygulaması, hacamata ihtiyaç duyulduğunda zaman kısıtlaması olmaksızın yapılabileceği yönündedir; özel gün tavsiyeleri ihtiyaten veya tıbben faydasına binaen ortaya çıkmış, ancak bu rivayetler güçlü bir dînî hüküm teşkil etmemiştir.

Dört Mezhep ve Âlimlerin Görüşleri

Ehl-i sünnet âlimleri, hadis kritiğine dayanarak hacamat ve sülük için özel gün kısıtlamaları getirmemiş, ancak bazı rivayetlere dayanan tavsiyeleri de bütünüyle göz ardı etmemişlerdir. Dört Sünnî mezhebin yaklaşımı özetle şöyledir:

  • Hanefî Mezhebi: Hacamat konusunda Hanefî fakihleri, sahih bir yasaklayıcı nas bulunmadığı için belirli günlere bağlayıcı önem atfetmemişlerdir. Büyük Hanefî âlim Bedrüddin el-Aynî, hadislerde geçen gün tavsiyelerinin güvenilir olmadığını belirtir ve “hacamat için belli bir zaman tayini söz konusu değildir” diyerek bu konuda serbestlik olduğunu vurgular​

    . Dolayısıyla Hanefîler, tıbben ihtiyaç olduğunda haftanın herhangi bir gününde hacamat yaptırılabileceğini kabul ederler. Buna rağmen bazı Hanefî çevrelerde zayıf rivayetlere dayalı olarak Çarşamba gibi günlerde hacamat yaptırmama temayülü görülebilse de, bu dinî bir hüküm değil ihtiyati bir tutumdur.

  • Mâlikî Mezhebi: İmam Mâlik b. Enes, hacamatın zamanı konusunda en esnek görüşe sahip imamlardandır. Kendisine “Cumartesi veya Çarşamba günleri hacamat yaptırmak mekruh mudur?” diye sorulduğunda, “Bunda bir sakınca yoktur; haftanın her gününde hacamat yaptırmışımdır, bu hususta hiçbir günü kerih görmem” diye cevap vermiştir​

    . Mâlik, bu konuda uydurma bulduğu hadisleri dikkate almamış; bilakis rivayetlerde sakındırılan Cumartesi ve Çarşamba günlerinde özellikle hacamat yaptırdığı nakledilmiştir​

    . Nitekim Mâlikî âlimler, “hacamat yılın her gününde caizdir, özellikle Cumartesi ve Çarşamba günleri hakkında uyarı içeren hadisler Mâlik’e göre sahih değildir” diyerek herhangi bir gün kısıtlaması olmadığını belirtmişlerdir​

    . Sonuç olarak Mâlikî mezhebinde hacamat ve sülük uygulaması hafta içi herhangi bir gün yapılabilir, zaman tayini gerekmez.

  • Şâfiî Mezhebi: Şâfiî fakihler de hacamat günleriyle ilgili hadislerin bağlayıcı olmadığı görüşündedir. Büyük Şâfiî âlim İmam Nevevî, “özetle, hacamatın belirli bir günde yapılmasını yasaklayan sahih hiçbir şey sabit olmamıştır” diyerek bu konudaki hadislerin güvenilir olmadığını ifade eder​

    . Dolayısıyla Şâfiî mezhebinde de hacamatın hafta içinde belli günlere hasredilmesi gerekmez; ihtiyaç duyulan her zamanda yapılabilir. Bununla birlikte, Nevevî gibi bazı Şâfiîler senedinde zayıflık olsa da 17., 19., 21. gün hadislerini “hasen” kabul ederek bu günlerde hacamatın müstehap olabileceğini dile getirmişlerdir​

    . Yani Şâfiîler nezdinde hacamat için en uygun vakit konusunda net bir dinî yükümlülük yoktur, ancak rivayetlerde övgüyle bahsedilen ayın belirli günlerinde yaptırmak faziletli görülmüştür.

  • Hanbelî Mezhebi: İmam Ahmed bin Hanbel, hacamatın zamanıyla ilgili rivayetlerin çoğunu zayıf bulmakla birlikte temkinli davranmıştır. Ahmed b. Hanbel’in talebeleri, onun Çarşamba ve Cumartesi günleri hacamat yaptırmaktan kaçındığını, mümkünse Pazar ve Salı günlerini tercih ettiğini naklederler​

    . Hatta Ahmed’in, rivayet zayıf bile olsa “hadisi hafife almamak” için uyarıları dikkate aldığı ve bir kişinin Çarşamba hacamat yaptırıp uyarıyı önemsemediği için baras (ala) hastalığına yakalandığına dair menkıbeyi aktardığı belirtilir​

    . Hanbelî fıkıh kitaplarında bu nedenle Cumartesi ve Çarşamba günlerinde hacamatın mekruh olabileceği görüşü yer almıştır​

    . Bununla beraber Ahmed b. Hanbel, kan aldırmanın esasen ihtiyaç anına bağlı olduğunu vurgulayarak, “Kan galeyana geldiğinde, saati ve günü ne olursa olsun hacamat yaptırırım” demiştir​

    . Öğrencisi Hanbel’in aktarımına göre İmam Ahmed, kan toplandığında “hangi vakit olursa olsun” hacamat yaptırmaktan çekinmemiştir​

    . Yani Hanbelî mezhebinde hacamat için belirli günler tercih edilse bile, tıbbi bir zorunluluk varsa zaman kaybetmeden yapmak evlâdır

    . Hanbelî alimlerinden İbn Kayyim de, Hz. Peygamber’den nakledilen zaman tavsiyelerinin tıbbi gerekçelere dayalı olduğunu, esasen “hacamat, ihtiyaç duyulduğunda herhangi bir zamanda yapılabilir” diye belirtmiştir​

    .

Özetle tüm mezhepler, hacamat ve sülük uygulamasının belli günlere hasredilmesinin dinen zorunlu olmadığında birleşirler. Bazı müstehap görülen zamanlar olsa da (hicrî ay ortası gibi), sağlık açısından gerekli durumlarda gün veya saat beklemeden hacamat yapmak caiz ve uygundur

. Belirtilen gün tavsiyeleri ise bağlayıcı bir hüküm değil, tıbben muhtemel faydaya ve zayıf da olsa bazı rivayetlere dayanarak ortaya konmuş ihtiyatlardır.

Klasik Tıbbın ve Hikemî Literatürün Yaklaşımları

İslam tıp literatürü ve hikemî (geleneksel) tıp kaynakları, hacamat ve kan aldırma konusunda zamanlamaya dair detaylı tavsiyeler içerir. Bu tavsiyeler, büyük ölçüde Hipokrat–Galen humoral tıp teorisine ve astrolojik gözlemlere dayanır​

. Önemli tıp alimlerinin konuya yaklaşımları şöyledir:

  • İbn Sînâ (Avicenna)el-Kânûn fi’t-Tıb isimli eserinde kan aldırma (fasd ve hacamat) için en uygun zamanın hicrî ayın ortası olduğunu belirtir. Özellikle ayın dolunay döneminden sonraki günlerde (14.-15. günden sonra) vücuttaki kan miktarının arttığını, bu yüzden hicrî takvimin 16. gününden 21. gününe kadarki sürenin kan almak için en faydalı dönem olduğunu vurgular​

    . İbn Sînâ’ya göre bu dönemde kan basıncı yükseldiğinden hacamat daha etkili olur; ay başı veya ay sonuna nazaran orta dönem tercih edilmelidir. Ayrıca günün vakti olarak sabahın erken saatlerini önerir: “Kan almak için en uygun vakit, ayın ortasında günün ikinci ve üçüncü saatleridir” demiştir​

    . Bu ifadeyle, güneş doğduktan sonraki 2–3 saatin (yaklaşık kuşluk vaktinin) en iyi sonuç verdiğini belirtmiştir. İbn Sînâ, vücut çok soğuk veya çok sıcak olmadığı ılımlı bir hava durumunda kan aldırmanın uygun olduğunu, işlem öncesi bedenin hamamda ısıtılarak hazır hale getirilmesinin faydasını da anlatır. Hatta geleneksel astrolojik tıbbın bir parçası olarak, Ay’ın belli burçlarda (İkizler, Terazi, Kova gibi hava grubu burçlarında) ve Venüs/Jüpiter gibi “müsait” gezegenlerle açısının olduğu zamanlarda kan aldırmanın daha yararlı olabileceğine değinir​

    . Özetle Avicenna, ilkbahar mevsiminde, hicri ayın ortasına denk gelen ılıman bir günde ve sabah erken saatte yapılan kan aldırma işleminin en sağlıklı sonuçları vereceğini savunmuştur​

    .

  • Diğer İslam Tabipleri ve Geleneği: Orta Çağ’daki diğer hekimler de benzer tavsiyeler geliştirdiler. Meselâ, birçok klasik tıp kitabında hacamat için **acil değilse ilkbahar veya sonbahar mevsimleri önerilir; yazın bunaltıcı sıcağında veya kışın şiddetli soğuğunda kan aldırmaktan kaçınılması gerektiği belirtilir​

    . Vücuttan kan alınacak bölgeye ve hastalığın türüne göre günün saatleri bile detaylandırılmış, örneğin kalp rahatsızlığı için günün belirli vakitleri, karaciğer rahatsızlığı için farklı vakitleri tavsiye eden şemalar oluşturulmuştur. Ebu Bekir er-Râzî, Ali b. Abbas el-Mecusî, İbn Mâseveyh gibi hekimler “fasd (kan alma) risaleleri” kaleme alarak hangi damardan ne zaman kan alınacağını tarif etmişlerdir​

    . Bu literatürde genellikle “uygun mevsim: bahar, uygun ay dönemi: ay ortası, uygun gün vakti: sabah, uygun astrolojik şartlar: Ay’ın konumu müsaitken” şeklinde bir çerçeve ortaya çıkmaktadır. Örneğin, klasik kaynaklar “ilkbahar mevsiminde, Ay Aslan burcunda olmadığı ve beden çok tok veya yorgun olmadığı bir sabah vakti” kan almanın faydasının maksimize edileceğini söylerler. Bunun arka planında, dolunay zamanlarında vücut sıvılarının arttığı, Ay’ın çekim gücünün sadece denizlerde değil insan bedeninde de hissedildiği inancı vardır. Nitekim modern bazı araştırmalar da dolunay günlerinde insan vücudundaki hormon ve sıvı dengesinde değişiklikler olduğunu, doğum ve adet kanamalarının bu dönemde arttığını göstermiştir​

    . Bu bulgular, geleneksel tıbbın Ay evrelerine dair gözlemlerinin tamamen temelsiz olmadığını düşündürmektedir.

  • Alternatif Görüşler: Öte yandan bazı tabipler, hacamat için özel bir zaman kuralı olmadığını söylemiştir. Endülüs’ün ünlü cerrahı Ebu’l-Kasım ez-Zehrâvî, “kan almak için vakit tayinine gerek yoktur, hastalığın gerektirdiği her an yapılabilir” diyerek, ihtiyaç olduğunda mevsim veya gün beklenmemesi gerektiğini belirtmiştir​

    . Benzer şekilde, deneyimler arttıkça hekimler “her hastalığın ilacı kan almak değildir” sonucuna varmış, ancak ihtiyaç halinde zaman gözetmeden uygulanabileceğini dile getirmişlerdir​

    . Bu bakış açısı, tıbbî zorunluluğu zaman kuralının önüne koyar. Aslında İbn Sînâ da “Eğer vücudun güçlendirilmesi için gerekliyse kan aldırmayı bir saat bile ertelemek büyük risktir” diyerek ihtiyaç halinde vakit kaybetmeden kan alınmasını öğütler​

    .

  • Mezhep Âlimlerinin Tıbbi Yaklaşımları: İslam’ın fıkıh âlimleri de tıbbi tavsiyelere yabancı kalmamıştır. Mesela İbn Kayyim el-Cevziyye, Peygamberimizden gelen (gerçi zayıf) hacamat zamanlarına dair tavsiyelerin, dönemin tıp otoritelerinin bulgularıyla uyumlu olduğunu belirtir​

    . İbn Kayyim, “Doktorlar ittifakla ayın ikinci yarısında, özellikle üçüncü çeyreğinde (ayın ortasından sonraki hafta) hacamatın en faydalı olduğunu söylemişlerdir. Ayın başında veya sonunda yapmaktansa bu dönemde yapmak daha etkilidir” diyerek humoral teori ile hadis rivayetlerini bağdaştırmaya çalışır​

    . Hatta kendi dönemindeki hekimlerin, “ayın hareketine bağlı olarak insanın kan basıncının ay ortasında yükseldiği, bu sebeple ay ortası ile onu takip eden haftanın hacamat için en uygun zaman olduğu, acil durumlar haricinde bu zaman diliminde yapılmasının daha faydalı olduğu” kanaatinde olduğunu söyler​

    . Görüldüğü üzere, İbn Kayyim gibi alimler tıbbi verileri ve rivayetleri harmanlayarak “ayıp uygun döneminde hacamat sünnettir” sonucuna varmıştır.

  • Sülük (Hirudo Terapi) Zamanlaması: Sülük tatbiki, hacamatın bir alternatifi olarak yüzyıllarca kullanılmıştır. Özellikle küçük hacamat (kılcal kan aldırma) yöntemi zamanla yerini sülük koymaya bırakmıştır​

    . Geleneksel tıpta sülük uygulaması için ayrıca bir gün veya saat kısıtlaması getirilmemiş, hacamat ile aynı prensipler geçerli sayılmıştır. Yani, sülükle kan aldırma da mümkünse bahar mevsiminde, ayın uygun evresinde ve sabah saatlerinde yapılmaya çalışılmış; ancak acil durumlarda zamana bakılmaksızın uygulanmıştır. Sülük genellikle hacamata göre daha yavaş ve kontrollü kan çektiği için, yaşlılar veya çocuklar gibi bünyesi zayıf kimselerde tercih edilmiştir. Bu gibi durumlarda hekim, sülüğün uygulanacağı bölgeyi ve süreyi belirleyerek yine benzer zaman tavsiyelerini göz önünde bulundururdu. Dolayısıyla, sülük tedavisine dair özel bir gün yasağı yahut önerisi literatürde geçmemekle birlikte, hacamat için bahsedilen zamanlama önerileri sülük uygulaması için de aynen geçerli kabul edilebilir.

Sonuç ve Değerlendirme

Hacamat ve sülük uygulamalarında zamanlama, hem dinî-literer hem de tıbbi-hikemî açıdan asırlardır tartışılmıştır. Dinî açıdan, Hz. Peygamber döneminden gelen ve belirli günleri işaret eden rivayetler bulunmakla birlikte, bunlar kesin ve bağlayıcı değildir. Dört mezhebin genel görüşü, hacamatın belli günlere hasredilmeden ihtiyaç olduğunda yapılabileceği yönündedir​

. Pazartesi, Salı, Perşembe gibi günlerde ve ayın 17–19–21. günlerinde hacamat yaptırmak bir sünnet veya müstehap uygulama olarak görülmüş; buna karşın Çarşamba gibi günlerde yaptırmaktan kaçınmak ise ancak zayıf rivayetlere dayanan ihtiyati bir tedbir sayılmıştır. Büyük hadis ve fıkıh âlimleri, “hacamat için belli bir zaman tayini yoktur” diyerek asıl olanın tedavi gerekliliği olduğunu vurgulamışlardır​

.

Tıbbi ve geleneksel bakımdan ise, insan vücudunun ritimleri dikkate alınarak en uygun zamanın ayın ortası ve sabah saatleri olduğu tezi benimsenmiştir​

. Bu çerçevede, ilkbahar ve sonbahar mevsimleri tercih edilmiş, yazın öğle sıcağı ile kışın dondurucu soğuğunda kan aldırmaktan kaçınılması tavsiye edilmiştir​

. Modern bilim, Ay’ın çekim gücünün ve biyolojik ritimlerin insan üzerindeki etkilerini kısmen doğrular nitelikte bulgular ortaya koysa da​

, günümüzde hacamat/sülük için evrensel kabul görmüş “en iyi zaman takvimi” yoktur. Tıp otoriteleri, gerektiğinde (örneğin yüksek tansiyon krizinde veya bir hematoma müdahale olarak) herhangi bir vakitte kan alınabileceğini, ancak koruyucu amaçlı geleneksel uygulamalarda hastanın genel durumunun ve tercihen sabah saatlerinin seçilebileceğini belirtirler.

Sonuç olarak, hacamat ve sülük yaptırmak için:

  • Tıbben tavsiye edilen ideal zaman – Acil durum yoksa hicrî ayın ortasına denk gelen günler (yaklaşık 15–21. günler arası) ve sabahın erken saatleri uygun görülmektedir​

    . Hastanın bünyesine göre bahar mevsimi tercih edilebilir. İşlem aç karnına yapılmalı, çok tok veya çok yorgun olunan vakitlerden kaçınılmalıdır​

    .

  • Dinî açıdan tavsiye edilen zaman – Pazartesi, Salı ve Perşembe günlerinde hacamat yaptırmak teşvik edilmiş; özellikle ayın 17, 19, 21’inci günlerine denk gelen Pazartesi/Salı günleri faziletli sayılmıştır​

    . Bu günlerde “Allah’ın izniyle her derde şifa” olacağı rivayet edilmiştir​

    .

  • Kaçınılması önerilen zamanlar – Kesin bir yasak olmamakla birlikte, Çarşamba gününe dikkat çekilerek bu günde hacamatın riskli olabileceği ifade edilmiştir​

    . Ayrıca Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinde de hacamat olmamak bazı rivayetlerde öğütlenmiştir​

    . Güneş tam tepede olduğu öğle vakitlerinde ve çok tok karnına hacamat yapılmamasına dikkat edilmelidir​

    .

Her halükârda, hastanın ihtiyacı ve doktor tavsiyesi esas alınmalıdır. Ecdadın tecrübesiyle sabit bazı zaman tavsiyeleri bulunsa da, öncelik sağlığın korunması ve tedavinin geciktirilmemesidir

. Hacamat ve sülük, ehil ellerde ve uygun şartlarda uygulandığında faydalı olabilecek yöntemlerdir. Bu uygulamaların zamanı hakkındaki kadim öneriler ise, hem sünnetin ruhuna (kolaylık ve şifa amaçlı oluşuna) hem de tarihin süzgecinden geçen tıbbi gözlemlere dayanmaktadır. Günümüzde de bu bilgiler ışığında, kişinin durumu gözetilerek en uygun zaman seçilmeli ve uygulama steril koşullarda yapılmalıdır​

. Böylece hem sünnet-i seniyyenin tavsiyelerine uyulmuş, hem de hikmet-i tıbbiyyenin prensipleri uygulanmış olacaktır.

İbn Sînâ ve Osmanlı Dönemi Tıp Âlimlerine Göre Hacamat Uygulamaları

1. Hacamatın Faydalı Görüldüğü Bölgeler

Klasik İslam tıbbı kaynaklarında, vücudun belirli bölgelerinin hacamat (kan alma) için daha faydalı ve etkili olduğu belirtilmiştir. Özellikle sırt ve ense bölgesi öne çıkar. Tıbb-ı Nebevî geleneğinde, iki kürek kemiği arasındaki “kahil” noktası ile boynun yan taraflarındaki “ahdayn” noktaları en önemli hacamat bölgeleri olarak tarif edilmiştir​drbatubayar.com. Bu bölgeler yaklaşık olarak boyun kökü (C7-T1 civarı) ile kulak arkası mastoid çıkıntı hizasında olup kan dolaşımını düzenlemek ve vücuttaki “kirli kanı” uzaklaştırmak için tercih edilirdi.

Baş bölgesine yapılan hacamat da gelenekte yer alır. Hz. Peygamber’in başının ortasından (bıngıldak bölgesi) hacamat yaptırdığı ve buna “kurtarıcı hacamat” dediği rivayet edilmiştir​scribd.comscribd.com. Baş hacamatının inatçı baş ağrıları gibi yedi türlü hastalığa şifa olduğu da hadislerde anılmıştır. Bununla birlikte, ense çukuru (kafa çukuruna, nukra bölgesine) hacamat yetişkinlerde dikkatle yaklaşılması gereken bir uygulamaydı. İbn Sînâ, ense çukurundan sık sık hacamat olmanın unutkanlığa yol açabileceği konusunda uyarmıştır​isamveri.org. Ancak aynı İbn Sînâ, bu bölgeye yapılan hacamatı yalnızca belli durumlarda faydalı görür: Özellikle melankoli (“mâlîhulya”, eski tabirle kara sevdâ, şizofreniye benzetilen bir durum) hastalarında nukra hacamatının yararlı olabileceğini belirtir​scribd.com. Yani, normalde sakınılan baş/ense hacamatı, doğru teşhis konulmuş özel bir rahatsızlık için istisnai bir tedavi olarak önerilebiliyordu.

Sırt ve bel bölgesi, hacamatın en çok uygulandığı yerlerdendir. Üst sırt bölgesi (özellikle boyun altı, iki omuz arası) genel vücut sağlığı için hacamat noktası olarak kullanılmıştır. Peygamberimizin de omuzlarının arkası ile bel boşluğundan hacamat yaptırdığı ve bel bölgesindeki hacamata “salıverici (rehnende) hacamat” dediği rivayet olunur​scribd.com. Bu bölgedeki hacamatın vücuttaki yükü hafiflettiği ve bel ağrılarını giderdiği düşünülmüştür. Osmanlı hekimleri de sırt hacamatını sık uygulamış; hatta Şerefeddin Sabuncuoğlu, 15. yy’da yazdığı Cerrahiyyetü’l-Hâniyye adlı cerrahi eserinde “mihceme” adıyla hacamatı tarif etmiş ve göğüs kafesi içindeki birikimleri çekip almak için basit bir teknik olarak önermiştir​pmc.ncbi.nlm.nih.gov. Örneğin Sabuncuoğlu, göğüs zarı yaralanmalarında vakumlu hacamat ile biriken hava ve sıvıları boşaltarak hastayı rahatlatmaya çalışmıştır. Bu örnek, hacamatın sadece genel sağlık için değil, spesifik tıbbi durumlarda da Osmanlı hekimliğinde faydalı görüldüğünü göstermektedir.

Alt ekstremitelerde, özellikle bacaklar ve baldırlardan hacamat, bazı özel durumlarda önerilmiştir. Örneğin klasik kaynaklar, şiddetli kaşıntı ve uyuz gibi deri hastalıklarında bacakların arkasından (baldırlardan) hacamat yapmanın faydalı olduğunu kaydeder​scribd.com. Bu uygulama muhtemelen kirli kanın periferik bölgelerden çekilerek deri rahatsızlıklarını hafifletmesi amacıyla yapılırdı.

2. Hacamat Yapılmaması Gereken (Sakıncalı) Noktalar

Hekimler, vücudun her yerine gelişigüzel hacamat uygulanmasının tehlikeli olabileceğini belirtmişlerdir. Klasik eserlerde hacamat yapılması sakıncalı bölgeler açıkça tarif edilmiştir. Özellikle kas dokusunun çok ince olduğu, yüzeyde büyük damarların geçtiği veya kupa konacak yeterli düz alanın olmadığı bölgelerden kaçınılırdı. Geleneksel Pers tıbbı kaynakları, fazla tüylü/hairli bölgeler, kas dokusu ince olan yerler ve kupanın vakumlanacağı kadar düz yüzey sunmayan dar alanlar üzerinde hacamat yapmayı kesinlikle yasaklarresearchgate.net. Bu kapsamda, örneğin alın, şakak gibi kemikli ve kas dokusu zayıf yerler ile diz kapağı gibi çıkıntılı noktalara hacamat uygun görülmezdi.

Benzer şekilde, ciltte yara, çıban, egzama bulunan yerlere veya varisli damar, anevrizma gibi anormal damarlanma görülen bölgelere hacamat yapılması da tehlikeli sayılmıştır​researchgate.netresearchgate.net. Zira bu noktalarda hacamat yapılması, kontrolsüz kanamalara veya enfeksiyonlara yol açabilirdi. Hacamat genellikle sırt, ense, bacak gibi güvenli ve etli bölgelere uygulanmış; boynun ön tarafı, göğsün ortası, karın bölgesi gibi hayati organlara yakın veya damarın yoğun olduğu kısımlardan uzak durulmuştur.

Önceki bölümde bahsedilen ense hacamatı (nukra), çocuklar için yararlı görülse de yetişkinlerde zorunlu olmadıkça uygulanmaması öğütlenirdi. İbn Sînâ’nın “zaruret olmadan ve sık sık ense hacamatı yapılırsa unutkanlık yapar” ikazı bu yüzden önemsenmiştir​isamveri.org. Ense bölgesine yapılacak hacamatın, beyne giden kan akımını etkileyerek hafızaya zarar verebileceği düşünülmüştür. Dolayısıyla sağlıklı bir yetişkine rutin olarak ense hacamatı yapılmaz; sadece akıl hastalığı gibi özel bir endikasyon varsa o bölgeye başvurulurdu​scribd.com.

Özetle, klasik tıpta hacamat uygulaması için seçilen noktalar rastgele değil, bilakis anatomi ve geleneksel tecrübeye dayanarak belirlenmiştir. Uygun olmayan bölgeler net bir şekilde tanımlanmış ve hekimler “önce zarar verme” prensibiyle bu bölgelerden kaçınmışlardır.

3. Hacamat Uygulamasında Yaş Sınırı

Hacamatın hangi yaş gruplarına kadar yapılabileceği konusunda eski hekimler bazı sınırlar koymuştur. Genel kural olarak, çok küçük yaştaki çocuklar ile ileri yaştaki yaşlılar hacamat için uygun görülmez. Geleneksel Pers ve Osmanlı tıbbında çocukların yaklaşık 2 yaşından küçük olmaları halinde hacamat yaptırmaları tavsiye edilmez; aynı şekilde 60 yaşın üzerindeki ileri yaşlılarda da hacamat genellikle uygulanmazdı​researchgate.netresearchgate.net. Bu uç yaş gruplarında vücudun savunma gücünün zayıf olması ve kan alma işleminin yaratacağı stres, faydadan çok zarar getirebilir diye düşünülmüştür. Nitekim kaynaklar, “2 yaş altı ve 60 yaş üzeri kimselere kan aldırmanın uygun olmadığı” konusunda hemfikirdir​researchgate.net.

Çocuklarda belli bir yaşa gelene dek hacamat yerine alternatif yöntemler tercih edilmiş, çok gerekli hallerde ise dikkatlice ve sınırlı ölçüde uygulanmıştır. Bazı İslamî rivayetlerde bebeğin 4 aylık olduktan sonra ense çukurundan hacamat edilebileceği belirtilmişse de​scribd.comscribd.com, bu, tıbbi metinlerde genel bir uygulama olarak yaygın değildir. Hatta Hekim Bereket (Celâleddîn Hızır) gibi erken Osmanlı hekimleri, çocukların hassas bünyesine dikkat çekerek eserlerinde öncelikle koruyucu tedbirlere vurgu yapmışlardır. Yetişkinlik çağında ise yaklaşık ergenlikten orta yaşlara kadar hacamat daha güvenli kabul edilir. Orta yaşın üstüne gelindiğinde, özellikle kişi zayıf düşmeye başladıysa, hekimler hacamat sıklığını azaltmayı veya tamamen durdurmayı önerirdi.

Yaş ilerledikçe damarların elastikiyeti ve kanın kalitesi değiştiği için, yaşlılarda hacamat ancak hastalık durumunda ve hekim kontrolünde başvurulan bir yöntem olmuştur. Örneğin 70 yaşında birine rutin olarak hacamat yapılmaz; ancak tansiyon yüksekliği gibi kanın hafifletilmesini gerektiren ciddi bir durum varsa, hekim gözetiminde sınırlı hacamat uygulanabilirdi. Sonuç olarak, klasik tıpta hacamat için ideal yaş aralığı çocukluk ve yaşlılık dönemi dışında kalan, kabaca ergenlikten 50’li yaşlara kadarki dönemdir denilebilir.

4. Hacamat Yaptırmaması Gereken Kişiler

Hangi kişilerin hacamat yaptırmasının sakıncalı olduğu da klasik kaynaklarda detaylı şekilde anlatılmıştır. Vücudun genel durumu, mizacı ve mevcut hastalıkları göz önüne alınarak bazı kişi ve durumlarda hacamat yasaklanmıştır. Aşağıda, hacamatın önerilmediği başlıca durumlar sıralanmaktadır:

  • Hamileler: Gebe kadınlarda özellikle gebeliğin ileri aylarında hacamat sakıncalıdır. Geleneksel hekimler, hamileliğin beşinci ayından itibaren kan aldırmayı kesinlikle yasaklamışlardır​researchgate.net. Hacamat sırasında oluşabilecek stres ve kan kaybı düşüğe veya erken doğuma yol açabileceğinden, hamilelik döneminde bu uygulamadan kaçınılır. Aynı şekilde lohusa kadınların da doğumdan hemen sonra toparlanana dek hacamat yaptırmamaları gerekir.

  • Adet Döngüsündeki Kadınlar: Kadınların hayız (adet) döneminde vücudu zaten doğal bir kan kaybı yaşadığı için, bu günlerde hacamat yaptırmaları uygun görülmez. Klasik bir kural olarak “adetliyken ve lohusalık halindeyken hacamat yapılmaz” denilmiştir. Bu dönemde yapılacak hacamat, vücudu aşırı zayıflatacağı ve komplikasyon riskini artıracağı için beklemek gerekir​researchgate.net.

  • Ciddi Kansızlık veya Zayıflık Durumu: Anemisi (kansızlığı) olan, çok düşük tansiyonlu veya genel durumu bitkin derecede zayıf hastalara hacamat önerilmez. İbn Sînâ ve diğer hekimler, bedeninde yeterli kan ve “can gücü” olmayan kişilerin kan vermesinin tehlikeli olduğunu vurgulamıştır. Örneğin yüksek ateşli ve bitkin düşmüş bir hasta veya uzun süre aç kalmış, beslenmesi bozuk biri öncelikle güçlendirilir, hemen hacamat yapılmaz. İhtiyaç halinde bile önce hastanın toparlanması beklenir. Aşırı zayıf (çelimsiz) veya aşırı şişman kişiler de hacamat için iyi aday sayılmaz; zira çok zayıf kişilerde hayatî sıvılar azalmış olduğundan kan alımı riskli, çok şişman kişilerde ise kan kalitesi bozuk ve işlem teknik olarak zor olabilir​researchgate.netresearchgate.net.

  • Yoğun Balgam veya Sevda (Melankoli) Hâkimiyeti Olanlar: Geleneksel tıpta, eğer bir kişide balgam veya sevdâ humoru aşırı derecede baskınsa, öncelikle bunları dengeleyici tedaviler uygulanır, hemen hacamat yapılmaz. Örneğin hasta soğuk ve nemli mizaca sahip olup, vücudunda balgam birikimi varsa direkt kan almak faydadan çok zarar verebilir. Kaynaklarda “diğer hıltlar galipse evvelâ onlar ilaçla giderilir; kan fazlası ondan sonra varsa fasd (kan alma) yapılır” denilmiştir​researchgate.net. Özellikle balgam veya sevdâ sebebiyle gelişen ateşli hastalıklarda, kan almak yerine terletme, kusturma gibi yöntemlerle önce bu kötü humoru atmak gerekir​researchgate.net. Aksi halde hacamat, bu tip hastalarda dengeyi daha da bozup istenmeyen etki yapabilir.

  • Akut ve Ağır Hastalığı Olanlar: Karın içi akut rahatsızlıklar (örneğin bağırsak tıkanması, akut apandisit gibi acil cerrahi karın durumları) şüphesi olan kişilerde hacamat kesinlikle uygun değildir​researchgate.net. Öncelikle altta yatan hastalığın tıbbi müdahale ile çözülmesi gerekir. Ayrıca yüksek ateş, septik enfeksiyon gibi durumlarda da hasta güçsüz düşeceği için hacamat tehlikeli olabilir. Vücutta kontrolsüz kasılma nöbetleri (spazmlar) olan hastalarda da (örn. epilepsi nöbeti sırasında) hacamat yapılmaz​researchgate.net; bu gibi durumlarda önce nöbetin kontrol altına alınması esastır.

  • Yeni Yemek Yemiş veya Cinsel İlişki Sonrası: Geçici olsa da önemli bir kural, tok karnına hemen hacamat yaptırmamaktır. Hadis-i şerifte “Aç karnına hacamat olmak daha iyidir” diye özellikle vurgulanmıştır​isamveri.org. Klasik hekimler de ağır yemek yiyen birinin en az 3-4 saat geçmeden hacamat yaptırmamasını öğütler​researchgate.net. Benzer şekilde, cinsel ilişkiden hemen sonra vücutta bir gevşeme ve enerji düşüklüğü olacağından en az 12 saat geçmeden hacamat yapılmamalıdır​researchgate.net. Hamam veya sıcak banyo sonrası da vücut ısısı ve damarlar genişlediği için hemen hacamat yapmak riskli bulunurdu (bu konu aşağıda ayrıca ele alınmıştır).

Yukarıdaki durumlar dışında, cildi çok kuru ve kabızlığa meyilli kimseler için de bazı hekimler hacamatı uygun bulmamıştır​researchgate.net. Bunun nedeni, bu kişilerin vücudunda zaten sıvı azlığı ve kuruluk olması, kan alındığında bu dengenin iyice bozulacak olmasıdır. Sonuç olarak, hacamat herkes için her durumda uygulanabilecek bir yöntem değildir; doktorlar hastanın genel halini değerlendirip ancak uygun adaylarda bu tedaviye başvurmuştur.

Hekim Bereket gibi Osmanlı hekimleri de Tuhfe-i Mübârizî adlı eserinde hacamatın kimlere zararlı olacağını detaylandırmıştır​academia.edu. Bu metinlerde, yukarıda sayılan hususlara benzer şekilde, aşırı yaşlı-genç, hamile, hasta veya güçsüz kimselere hacamatın yasak olduğu vurgulanır. Hekimler, hacamat öncesi hastayı muayene edip mizacına, yaşına ve hastalığına bakarak bu yöntemin uygun olup olmadığına karar verirdi. Bu sayede yanlış uygulamanın önüne geçilmeye çalışılır, hacamat ancak ehil ellerde ve doğru kişilere uygulandığında şifa verebilecek bir yöntem olarak görülürdü.

5. Hacamat Yapılırken Dikkat Edilecek Hususlar (Zamanı, Mevsimi, Yöntemi)

Hacamat uygulamasının başarılı ve yararlı olabilmesi için doğru zamanlama ve uygun yöntem büyük önem taşır. Klasik tıp metinleri, hacamatın hangi mevsimde, ayın hangi günlerinde ve günün hangi saatlerinde yapılmasının daha iyi olduğunu detaylı şekilde işlemiştir. Ayrıca uygulama esnasında ve sonrasında uyulması gereken bazı geleneksel kurallar vardır. Bu konuda İbn Sînâ’nın El-Kanun fi’t-Tıbb’ı başta olmak üzere, Osmanlı hekimlerinin eserlerinde yer alan ortak prensipleri şöyle özetleyebiliriz:

  • Mevsim: Hekimler hacamat için en uygun mevsimin ilkbahar olduğu konusunda birleşirler. Kış boyunca hareketsiz kalıp ağır beslenen kişilerde kan ve hıltlar vücutta birikir; baharda tabiat canlanırken vücuttan bu fazlalıkları atmak kolaylaşır. Nitekim bir Pers tıbbı kaynağında, yüksek kalorili beslenip hareketsiz yaşayan sağlıklı kimselere bahar mevsiminde hacamat yaptırarak kan fazlasını almaları önerilir​researchgate.net. Sonbahar da ikinci bir fırsat olarak görülür; vücut yazın hararetini atıp kışa hazırlanırken Eylül gibi hacamat yapmak geleneksel olarak tavsiye edilmiştir. Aşırı sıcak yaz günlerinde ve dondurucu kış soğuğunda ise vücut dengesi hassas olacağından, bu ekstrem koşullarda hacamat pek yapılmazdı.

  • Ayın Evreleri: İslam tıbbında kamerî (ayın) takvimi de hacamat zamanlamasında gözetilmiştir. Genel kural, ayın ilk günleri hacamat için iyi sayılmaz. En ideal zaman, ay büyüme dönemine geçtikten sonradır. Hadis rivayetlerine göre Hz. Peygamber, hicrî takvimde ayın 17, 19 veya 21. günlerinde hacamat yaptırmayı tavsiye etmiştir​risale.online. Bu günler ayın tam ortasını takip eden dönemine denk gelir. Geleneksel hekimler de “ayın ortasından sonrasını” uygun görmüşler; ayın başlangıcında yapılan hacamatın zararlı olabileceğini belirtmişlerdir. Mesela İran tıbbı kaynakları, ayın ortasından sonra, 16. veya 17. günlerde hacamat yapmanın en iyisi olduğunu, zira bu dönemde “kötü humorların cilde yakınlaştığını, iyi kanın içerde kaldığını” ifade eder​researchgate.net. Bu inanışa göre dolunay civarı vücut hacamata en hazır haldedir.

  • Haftanın Günü: Hacamat için Pazartesi, Salı veya Perşembe günleri geleneksel olarak tercih edilmiştir. Hz. Peygamber’in “Perşembe günü hacamat olun, Pazartesi ve Salı da hacamat olun; Çarşamba, Cuma, Cumartesi, Pazar hacamattan sakının” buyurduğu rivayet edilir​isamveri.org. Bu nedenle Çarşamba günü özellikle uğursuz kabul edilmiş ve o gün kan aldırmanın cüzzam gibi hastalıklara sebep olabileceği belirtilmiştir​isamveri.org. Cuma günü ise ibadet yoğun bir gün olduğundan ve haftanın bitimine denk geldiğinden pek uygun görülmemiştir. Sonuç olarak, Pazartesi ve Salı “Allah’ın Eyyub’u beladan kurtardığı gün” olduğu için hayırlı sayılırken, Çarşamba “belanın indiği gün” olarak hacamat için yasaklanmıştır. Perşembe de Pazartesi-Salı gibi mübah kabul edilir. Osmanlı hekimleri de pratikte bu dini gelenekle uyumlu hareket etmişler, haftanın uğurlu günlerinde hacamat yapmaya özen göstermişlerdir.

  • Günün Saati: Gün içerisinde hacamat için en uygun vakit, ne çok erken ne de çok geç saatlerdir. Klasik kaynaklar, günün ikinci ve üçüncü kısmını – yani kuşluk vakti ile öğleden sonrayı – tavsiye eder​researchgate.net. Özellikle kuşluk vakti (sabah geç) hacamat için idealdir denilir, çünkü bu saatte vücut dinçtir, sindirim bitmiştir ve henüz akşam serinliği basmamıştır. Öğleden sonra da yapılabilir ancak ikindi-sonrası geç saatlere kalmamak gerekir. Geceleyin hacamat yapılması genellikle önerilmez, zira hava serinler ve vücut ritmi yavaşlar. Çok erken sabah ise vücudun henüz ısınmadığı zaman olduğundan uygun bulunmaz. Hatta bazı hekimler, güneş doğmadan önce yapılan kan alımının dalak üzerine zararlı etkisi olabileceğini söyler. Bu nedenle hacamat çoğunlukla güneşin yüksekte olduğu 10:00–15:00 aralığında gerçekleştirilmiştir.

  • Aç veya Tok Karnına: Hacamatın tok karnına yapılmaması gerektiği konusunda gerek tıbbi gerek hadis kaynakları hemfikirdir. “Aç karnına hacamat şifa ve bereket verir” hadisi​isamveri.org, tıp kitaplarında da yer bulmuştur. İşlemden önce en az 3-4 saat hiçbir şey yememek önerilir​researchgate.net. Böylece vücut enerjisini sindirime değil hacamata odaklayabilir ve kanın akışı düzenli olur. Tok karnına hacamat, mide dolu iken bayılma riskini artıracağı gibi, hazım bozukluklarına da yol açabilir. Uygulama sonrası da hemen yemek yenmesi tavsiye edilmez; en az birkaç saat hafif rejim devam ettirilir​researchgate.net.

  • Hacamat Öncesi Hazırlık: İşleme girecek kişinin kendini rahat ve stresten arınmış hissetmesi önemlidir. Hekimler, hacamat öncesinde hastanın bir süre istirahat etmesini, çok yorgun veya uykusuz ise önce dinlenmesini önerirlerdi​researchgate.net. Hacamat günü ağır egzersiz yapılmaması, bedenin çok ısınmaması da tembih edilirdi. Banyo/hamam sonrası hemen hacamat yapılmaz – özellikle sıcak banyodan sonra gözenekler açılmış, damarlar genişlemiş olacağından ani kanalma tehlikeli bulunurdu. Kaynaklarda “banyo yaptıktan sonra hacamat yasaktır (ancak derisi çok kalın olanlar hariç)” diye not düşülmüştür​researchgate.net. Bu yüzden hamamdan en az birkaç saat sonra, vücut normal ısısına döndüğünde hacamata geçilirdi. Ayrıca hacamat yapacak haccâmın (uygulayıcının) işinin ehli olması, kesilerin doğru derinlikte ve hijyenik aletlerle yapılması gerektiği vurgulanır. Nitekim Abdullah ibn Ömer’in rivayetinde, kendisine hacamatçı seçerken “ne çok yaşlı ne de çok genç, bu işi iyi bilen bir haccâm bul” tavsiyesi yer alır​isamveri.org.

  • Uygulama Yöntemi: Hacamat genellikle küçük çizikler atılıp kupa ile vakumlama yoluyla gerçekleştirilir. Kupa olarak geçmişte boynuz, cam veya bambu kaplar kullanılmış; modern dönemde bu iş için özel vakumlu kupalar geliştirilmiştir. Uygulamada kupanın deride 5-10 dakika kadar tutulması yeterli görülür​researchgate.net. Klasik hekimler kupanın ciltte çok uzun süre kalmasını uygun bulmaz, aksi takdirde deride fazla kan birikip çürük oluşacağını belirtirler. Hatta “kupa 10 dakikadan fazla tutulmamalıdır” diye uyarılar vardır​researchgate.net. Kupanın kenarının çok ısıtılarak yakıcı hale getirilmemesi de gerekir​researchgate.net. Kan alma işlemi sırasında, vakumun şiddeti hastanın dayanıklılığına göre ayarlanır; ilk defa hacamat olan kişilere hafif vakum uygulanması, tecrübeli ise orta kuvvette vakum yapılması önerilir. Amaç, aşırı miktarda kan çıkarmak değil, yeterli miktarda “fazla” kanı çekip durdurmak ve ilgili bölgedeki tıkanıklığı gidermektir. İbn Sînâ, eserinde kuru kupa (kansız kupa) uygulamasının vücutta hararet (ısı) oluşturduğunu, yaş kupa (hacamat) uygulamasının ise bedendeki harareti çekip soğukluk verdiğini belirtmiştir​drbatubayar.comdrbatubayar.com. Bu da hacamatın mizaca etkisini gösterir ve bu yüzden aşırı uygulanmaması, dengeli yapılması gerekir.

  • Hacamat Sonrası Bakım: İşlem tamamlandıktan sonra hacamat yapılan bölge temizlenir ve üzerine genellikle antiseptik özellikli merhemler veya bitkisel preparatlar sürülürdü (örneğin bal, gülsuyu, vb. geleneksel ilaçlar). Hastanın hemen yemek yememesi, en az 2-3 saat hafif gıdalarla yetinmesi salık verilmiştir​researchgate.net. Ayrıca kişi hacamattan sonra üşütmemeye dikkat etmeli, rüzgâra ve soğuğa doğrudan maruz kalmamalıdır. Terleyen hasta cereyana girerse, gözenekler açık olduğu için hastalanabilir denilmiştir. Yine, hacamat yaralarını kaşımamak çok önemlidir​researchgate.net. Kaynaklar “hacamat yerini kaşımayın, aksi halde enfeksiyon (iltihap) kapar” diye uyarır. Hacamat noktası bir süre yeşilimtırak mor bir görünüm alabilir; bu normal kabul edilir ve birkaç gün içinde geçer​scribd.com. Bu süre zarfında o bölgeye su değdirmemek, temiz ve kuru tutmak enfeksiyonu önlemek için gereklidir. Son olarak, hacamat sonrası hasta mümkünse istirahat etmeli, ağır işler yapmamalıdır. Vücut hafif bir halsizlik yaşayabileceği için bol su içmek ve uygun besinlerle kuvvet toplamak da önerilmiştir.

Yukarıdaki kurallar, İslam tıbbında hacamatın adeta bir ritüel disiplininde uygulandığını göstermektedir. Amaç, doğru insan, doğru zaman ve doğru yöntem prensibine uyarak en yüksek şifayı elde etmek ve komplikasyonlardan kaçınmaktır. İbn Sînâ’dan Sabuncuoğlu’na kadar tüm hekimler eserlerinde bu noktalara değinmiş; Hekim Bereket de Türkçe kaleme aldığı kitabında hacamatın zamanlaması ve uygulanışını ayrıntılı biçimde açıklamıştır​academia.eduacademia.edu. Sonuç olarak, hacamat sadece bir tıbbi işlem değil, aynı zamanda deneyim ve dikkat gerektiren bir sanattı. Uygun mevsimde, uygun günde ve ehil ellerde yapıldığında “onda şifâ ve bereket vardır”​isamveri.org denilerek övülen hacamat, yüzlerce yıl boyunca İslam dünyasında sağlığın korunmasında önemli bir yöntem olmuştur.

Kaynaklar: Klasik döneme ait tıp kitapları (İbn Sînâ el-Kânun fi’t-Tıbb, Hekim Bereket Tuhfe-i Mübârizi, Sabuncuoğlu Cerrahiyyetü’l-Hâniyye, vb.), modern araştırma eserleri ve hadis kaynakları taranarak derlenmiştir. Bu metinde aktarılan bilgilerin bir kısmı doğrudan klasik metinlerden alıntılanmış olup referans numaraları ile belirtilmiştir. Özellikle Toplum Bilimleri Dergisi’ndeki Osman b. Musa el-Eşkişehrî’nin Hacamat Risalesi üzerine yapılan çalışma​isamveri.orgisamveri.org, geleneksel Pers Tıbbı üzerine bir makale​researchgate.netresearchgate.net ve Dr. Sabuncuoğlu’nun cerrahi kitabı örnekleri​pmc.ncbi.nlm.nih.gov ile Dr. Batu Bayar’ın hacamat hakkındaki derlemesi​drbatubayar.com gibi kaynaklar kullanılarak hacamatın tarihi ve uygulamadaki yeri detaylandırılmıştır. Bu kapsamlı bilgi birikimi, günümüz alternatif tıp uygulamalarında hacamatın temellerini anlamamız için de ışık tutmaktadır.

Published by Pearl

Pearl Therapy: Aile danışmanlığı, evlilik terapisi, ilişki koçluğu, bilinçaltı terapi, psikolog, psikiyatrist, diyetisyen, doktor, eft, hipnoz, emdr, regresyon, nefes, türkçe terapi, online randevu, yüzyüze seans, Belçika, Almanya, Fransa, Hollanda, İngiltere, Amerika, Avusturya

Randevu Al

Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Randevunuz Nasıl Olsun Seçiniz?
Randevunuz Kaç Kişi İçin Olacak?
Cinsiyetiniz
Randevu istediğiniz gün ve saat
Randevu istediğiniz alternatif gün ve saat
Randevu istediğiniz alternatif gün ve saat
Randevu Almak İstediğiniz Seans Türünü İşaretleyin;
Pearl Therapy'ye Nasıl Ulaştınız?